Kişinin kusur bulunmasa bile onu sorumlu tutan bir takım özel durumlara kusursuz sorumluluk denir. Bu kusursuz sorumluluk halleri üç ilkeye dayanmaktadır.
- Hakkaniyet ilkesi
- Tehlike İlkesi
- Özen İlkesi
Hakkaniyet İlkesi
Tam ehliyetsiz kişiler kural olarak fiillerinden dolayı sorumlu değilidir. Ancak, istisnai olarak hakkaniyet gerektirdiğinde hakim tarafından verdikleri zararlardan ötürü kısmen veya tamamen sorumlu tutulabilmektedirler.
Tehlike İlkesi
Bazı faaliyet ve varlıkların sırf mevcudiyetlerinden dolayı tehlike barındırıyor olması anlayışına dayanmaktadır.
a. Motorlu Araç işletenlerin Sorumluluğu; Motorlu aracın işletilmesinden kasıt gerçek ve farazi işleten kavramıyla düzenlenmiştir.
Gerçek İşleten
- Malik yani araç sahibi
- Aracı mülkiyeti muhafaza kaydıyla satın alan
- Aracı uzun süreli kiralayan
- Aracı rehin alan
- Aracı ödünç (ariyet) alandır.
Farazi İşleten ise
- Yarış organizatörleri
- Aracı çalan veya gasp eden
- meslek sahipleri (galeri sahipleri gibi)
- Devlet ve diğer kamu tüzel kişileri
- Araç çekicilerinin sahipleridir.
Motorlu araç işletenlerin sorumlu tutulabilmesi için;
- Motorlu aracın verdiği zarar olmalı
- Zarar motorlu araç işletilirken verilmeli
- Trafik kazasında kaynaklanan bir zarar olmalı
- Kaza ile zarar arasında illiyet bağı olmalı
Bu sorumluluk anlayışında kişi kusuru olmadığını kanıtlasa dahi sorumluluktan kurtulamaz. Fakat kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiği ispat edilirse, sorumluluk ortadan kalkar.
Bunun aksine eğer araç çalınmış veya gasp edilmiş bunun sonucunda da üçüncü kişiler zarar görmüşse, işleten gerek kendisinin ve gerekse fiillerinden sorumlu olduğu kişilerin (örneğin çalışanlarının) kusuru olmadığını kanıtlayarak sorumluluktan kurtulabilir. Yani bu özel hâlde kanun kurtuluş kanıtına imkân vermektedir.
Hatır için taşımalarda ise araç işleten motorlu araç işletenlerin sorumluluğu çerçevesinde değil genel hükümler çerçevesinde sorumlu tutulabilir.
KTK’ye göre, araç işleteni sorumluluktan kurtaracak sorumsuzluk anlaşması yapılamaz. Yapılmışsa bu tür anlaşmalar geçersiz sayılır.
Zamanaşımı: Burada da haksız fiil için düzenlenmiş zamanaşımı süreleri geçerlidir. Yani zarara uğrayanlar, tazminat davasını zararı ve faili öğrendikleri andan itibaren 2 yıl, her halde olayın meydana geldiği andan itibaren 10 yıl içinde açmalıdırlar. Aksi halde alacak hakları zamanaşımına uğrar.
Özen İlkesi
Kişinin Kendisinden dikkat ve özeni göstermemiş olması bu ilkenin temelidir. bu sorumluluk hallerinin öne çıkan biçimleri şu şekildedir;
a. Ev başkanının Sorumluluğu: Ev başkanı bakımını üstlendiği kişilerin başkalarına verdiği zararlardan kusursuz sorumludur.
b. Hayvan İdare edenlerin sorumluluğu; Hayvanın sürekli olarak bakımını üstlene kişinin bu hayvanın verdiği zararlardan kusursuz sorumlu olmasıdır. Sadece hayvanın sahibi değil bakıcısı, ödünç alanı ve emanet alan da kusursuz sorumluluk ilkesine tabidir.
Hayvan başkasının taşınmazı üzerinde zarar verirse, zarara uğrayan kişi hayvanı yakalayabilir ve zararı ödeninceye kadar alıkoyabilir. Kurtuluş kanıtı getirilmesi mümkündür.
c. Bina ve Yapı malikinin sorumluluğu: Bir binanın veya yapı eserinin maliki, bunların yapımındaki bozukluklardan veya bakımındaki eksikliklerden doğan zararı gidermekle yükümlüdür.
İntifa ve oturma hakkı sahipleri de sadece binanın bakımındaki eksikliklerden doğan zararlardan malikle birlikte müteselsil sorumluluğu bulunur. Bu sorumluluk türünde kurtuluş kanıtı getirilmesi mümkün değildir.
Adam çalıştıranın sorumluluğu;Bir kişinin emek ve iş gücünden yararlanarak menfaat elde eden kişinin bu adamı seçmekteki özen ve dikkati göstermek zorundadır. Şartları şu şekildedir;
- İşi yapan kişinin çalıştıranın emir ve talimatı ile hareket etmiş olması şarttır.
- Zarar işin gerektirdiği bir hareketin sonucunda ortaya çıkmış olmalıdır.
- Zarar gören kişi iş ile ilgisi olmayan üçüncü bir kişi olmalıdır.
Adam çalıştıran ancak kurtuluş kanıtı getirmesiyle sorumluluktan kurtulacaktır. Adam çalıştıran, ödediği tazminat için zarar veren çalışana ancak onun bizzat sorumlu olduğu ölçüde rücu hakkına sahiptir. Adam çalıştıran ve işçi arasında sorumsuzluk anlaşması yapılmasının geçerliliği yoktur.
Zamanaşımı süreleri; haksız fiilin öğrenilmesinden itibaren 2 yıl olayın olduğu tarihten itibaren 10 yıllık zamanaşımı süresi söz konusudur.
Yardımcı Kişilerin Fiilinden Sorumluluk
Adam çalıştırandan farkı, burada zarar gören kişi, işle ilgisi olmayan üçüncü kişi değil aksine sözleşmenin diğer tarafı yani müşteridir. Aynı zamanda Yardımcı kişilerin fiillerinden sorumlulukta çalışan ve çalıştıran arasında bir hizmet ilişkisinin varlığına gerek yoktur. Bu sorumluluk türünde kurtuluş kanıtı yoktur.