Borçlunun itirazı üzerine alacaklının başvurduğu itirazın geçici/kesin kaldırılması yolları sonucunda borçlunun haksız çıkması halinde borçluda GENEL MAHKEMELERDE bir takım davalar açma hakkına sahiptir. Bunlar:
- Borçtan kurtulma Davası
- Menfi Tespit Davası
- İstirdat Davası
Borçlu bu davaları takibin aşamalarına göre farklı zamanlarda açabilmektedir.
- Borçtan Kurtulma Davası
Borçlu adi senede dayanılarak yapılmış olan ilamsız icra takibinde gönderilen ödeme emrine karşı imza itirazında bulunursa daha önce de belirttiğimiz üzere alacaklı 6 ay içinde itirazın geçici olarak kaldırılması talebinde bulunabilecektir. İcra mahkemesi yaptığı inceleme sonucunda adi senetteki imzanın borçluya ait olduğu sonucuna varırsa, itirazın kaldırılması talebinin kabulüne karar verir. Bu karar borçlunun (itiraz edenin) aleyhine sonuçlar doğurur ve borçlu 3 gün içinde mal beyanında bulunmalıdır. Bunun yanı sıra alacaklının talebi ile borçlunun mallarına geçici Haciz ile el konulur. Bu haciz alacaklıya satış isteme hakkı tanımamaktadır. Alacaklının satış talebinde bulunabilmesi için geçici haczi hacze dönüştürmesi gerekir. Bu da ancak borçlunun davranışlarının sonucuna göre belirlenir.
Bu aşama yani geçici haciz yapılmış olması durumunda kanun koyucu borçluya geçici haczin kesin hacze dönüşmesini önlemek amacıyla bir imkan tanımıştır. Bu imkan borçtan kurtulma davası açmasıdır. Borçlu bu davayı 7 gün içinde Genel Mahkemelerde açmaya yetkilidir. Yetkili mahkeme, icra takibinin yapıldığı yer ile alacaklının yerleşim yeri mahkemesidir. Borçlu bu davayı süresi içinde (7 gün) açarsa geçici haciz kesin hacze dönüşmeyecek ve malların satışı istenemeyecektir. Aksi takdirde takip devam ederek kesinleşecek ve kesin haciz sonucu malların satışı alacaklı tarafından istenebilecektir. Açılan bu davanın mahkeme tarafından kabul edilmesi ve yargılama sonucu borçlunun haklı bulunması durumunda takip hükümsüz kalacaktır.
Borçlunun, bu davayı açabilmesinin ön şartı alacağın %15’i kadar teminat gösterilmesi gerektiğidir. Bu davada ispat yükü davayı açan davacı/ borçluya değil davalı/ alacaklıdır.
- MENFİ TESPİT DAVASI
Bu davaya olumsuz tespit davası da denilmektedir. Bir kimsenin borçlu olmadığının tespiti için açılan dava adından anlaşılacağı üzere borçlu tarafından açılmaktadır. Bu davanın da özelliği davacı-borçlu, borçlu olmadığını ispat ile yükümlü değildir. Öncelikle Davalı-alacaklı, borçlunun borçlu olduğunu ve kendisinin de alacaklı olduğunu ispat ile yükümlüdür.
Menfi tespit davası GENEL MAHKEMELERDE açılır. Dava takipten önce veya sonra açılmasına göre ayrı ayrı değerlendirilir.
TAKİPTEN önce AÇILAN MENFİ TESPİT DAVASI
- Borçlunun dava açmasında menfaatinin bulunması şartı aranır.
- Dava kabul-edilirse, borçlunun borçlu olmadığı mahkeme kararıyla tespit edilmiş olur.
- Alacaklı takip başlatmışsa (borçlunun %15 teminat yatırması karşılığında) mahkeme takibin durmasına karar verebilir. (Durma kararı vermek mahkemenin takdirindedir.)
- Borçlunun talebi üzerine, alacaklı aleyhine alacağın % 20’sinden az olmayan tazminata hükmedilir.
- Dava reddedilirse, alacaklının talebine gerek olmaksızın borçlu aleyhine alacağın % 20’sinden az olmayan tazminata hükmedilir.
TAKİPTEN SONRA AÇILAN MENFİ TESPİT DAVASI
- Davanın açılabilmesi için borçlunun alacaklının ödeme emrine itiraz etmiş olması gerekir.
- Borçlunun teminat yatırmış olması durumunda dahi mahkeme takibin durmasına karar veremez. Bu durumda mahkeme sadece hacizden sonra satılan mallardan elde edilen paranın alacaklıya ödenmesi konusunda ihtiyati tedbir kararı verebilir.
3. İSTİRDAT DAVASI
Borçlunun icra takibi sonucunda başvurabileceği nihai dava türü istirdat davasıdır. Bu dava diğer iki dava açılma şartı kalmamış ise açılabilecektir. Zira davanın kendi doğası gereği borçlunun haciz tehdidi altında alacaklının takibi neticesinde icra dairesine bir ödemede bulunmuş olmak zorunda kalması ancak kendisinin borçlu olmadığı bir borcu ödemesi durumunu ileri sürmesi ve neticede ödediği paranın kendisine iade edilmesini talep ettiği bir davadır.
İstirdat davası, borçlunun haciz tehdidi altında icra dairesine ödemede bulunmasından itibaren 1 yıl içinde açılması gerekmektedir. (alacaklıya ödenmiş olup olmamasının bir önemi yoktur) Bu süre kuralının tek istisnası menli tespit davası devam ederken paraların alacaklıya ödenmesi halinde mevcut menfi tespit davasının kendiliğinden istirdat davasına dönüşmesi halidir. Bu dava da genel mahkemelerde görülmektedir. Davada ispat yükü artık borçludadır.
Davanın açılabilmesi için borçlunun alacaklının ödeme emrine itiraz etmiş olması gerekir. Bu cümle yanlış. Borçlu itiraz ederse, itirazın iptali davası açılır menfi tespit değil.
Merhaba, yanlış olarak belirtiğiniz cümle sınavlarda çıktığı için, sürecin başlangıç aşaması olarak, ayrıca belirtildi. Bir yanlışlık söz konusu değil. İlginiz için teşekkür ederim.
Yazı yanlış değil. Şöyle düşünelim;
Borçlu itiraz etti ve alacaklı itirazın iptali davası açmıyor.
Bu ihtimalde alacaklının menfi tespit davası açma hakkı vardır.