İcra İflas Hukuku-İtiraz

Borçlunun itirazının Usulü:

Borçlu bu takip türünde itirazını ödeme emrini çıkaran icra dairesine yapmalıdır. Borçlu adi takibe ilişkin itirazını yazılı olarak ya da tutanağa geçirildikten sonra imzalanması suretiyle icra dairesinde sözlü olarak yapabilir. Borçlunun itiraz sebeplerinden imzaya itirazını açıkça belirtilmelidir. Sadece itiraz ediyorum demesi halinde borçlunun borca itiraz ettiği kabul edilir.

Ödeme Emrine İtiraz

Ödeme Emrine İtiraz Sebepleri

Borçlu, kendisine gönderilen ödeme emrine karşı, borcun doğmadığı, borcun sona erdiği, zamanaşımına uğradığı, vadesinin gelmediği, şarta bağlı olduğu veya senet altındaki imzanın kendisine ait olmadığı, borcunun ödeme emrinde belirtildiği kadar olmadığı gibi itirazları bulunuyorsa, bunları ödeme emrine itiraz yoluyla 7 gün içinde icra dairesine bildirmelidir.

İtiraz süresinin kesin olması kuralının istisnası, gecikmiş itirazdır. Borçlu, kusuru olmaksızın bir engeli sebebiyle süresinde ödeme emrine itiraz edemezse, bu itirazını sonradan yapabilir.

Örneğin, borçlunun ödeme emrinin tebliği sırasında ağır hasta olması, .bir afetle karşılaşması, tebligatı alamayacak uzun bir seyahate çıkması durumu böyle bir engel sayılır. Gecikmiş itiraz, icra dairesinin bulunduğu yerdeki icra mahkemesine, borçlunun haczedilmiş malları paraya çevrilinceye kadar, engelin ortadan kalktığı günden itibaren 3 gün içinde yapılmalıdır. İtiraz, imzaya itiraz ve borca itiraz şeklinde ikiye ayrılır.

İmzaya İtiraz

Alacaklının bir adî senede dayanarak takip yapması durumunda, borçlu bu senet altındaki imzanın kendisine ait olmadığı yönünde itiraz ederse bu, imzaya itirazdır. Resmî senetler için bu şekilde itiraz mümkün değildir. Takibin dayanağı bir resmî senet ise ve altında borçlunun imzası bulunmakla birlikte borçlu, bu imzanın kendisine ait olmadığını iddia ediyorsa, bu durumda ödeme emrine imzaya itiraz şeklinde karşı koyamaz, yapacağı şey genel mahkemelerde bir sahtelik davası açmaktır.

Borçlu, imzaya itirazını ayrıca ve açıkça belirtmelidir; aksi halde senet altındaki imzayı kabul etmiş sayılır. Örneğin, sadece borca itiraz etmiş olan veya itirazından imzaya itiraz ettiği anlaşılamayan borçlu, takip konusu senet altındaki imzayı kabul etmiş sayılır.

Borca İtiraz

Borçlunun imzaya itiraz dışındaki diğer tüm itirazları, borca itiraz niteliğindedir. Bu itirazlar maddi hukuktan kaynaklanan itirazlar olabileceği gibi takip hukukundan kaynaklanan itirazlar da olabilir. Örneğin, borcun ödendiği, zamanaşımına uğradığı maddi hukuka ilişkin bir itirazken, icra dairesinin yetkisine ya da derdest (görülmekte olan) bir takip bulunduğuna ilişkin itiraz takip hukukundan kaynaklanan bir itirazdır.

Borçlu borca itiraz ederken, bunu ayrıca ve açıkça belirtmek zorunda değildir; sadece “ itiraz ediyorum” demesi yeterlidir. Ancak borca “kısmi itirazda” bunan borçlunun, itiraz ettiği borç miktarını ayrıca ve açıkça belirtmesi gerekir; aksi halde ödeme emrine itiraz etmemiş sayılır. Örneğin, “borcum bu kadar değildir” şeklindeki itiraz, geçersizdir.

DİKKAT!

Borçlu sadece “itiraz ediyorum” derse veya borçlunun imzaya itiraz ettiği açıkça anlaşılmıyor ise borçlunun sadece borca itiraz ettiği kabul edilir. Bunun sonucu ise borçlunun bu belgedeki imzanın kendisinin olduğunu kabul ettiği ancak sadece belgede yazılı borca ilişkin itirazının bulunduğu kabul edilir.

Borca itiraz eden borçlu daha sonra yargılama aşamalarında imzaya itiraz edemez. Zira belge altındaki imzanın kendisinden sadır olduğu imzaya itiraz etmemesi ile kendisi tarafından da kabul edilmiş olur. Borçlu hem borca hem de imzaya itiraz etmiş ya da yetkiye ve imzaya itiraz etmiş ise bu durumda öncelik imzaya itirazdandır. Borçlunun her iki halde de imzaya itiraz ettiği kabul edilir.

İtiraz Sebepleri ile Bağlılık

Borçlu itirazda bulunurken sebep bildirmek zorunda değildir. Ancak, borçlu bildirmiş olduğu itiraz sebepleri ile bağlı olup kural olarak bunları daha sonra değiştirip, genişletemez. İcra dairesinde yapılan itirazlarda, itiraz sebepleri ile bağlılık, sadece itirazın kaldırılması için icra mahkemesinde yapılan incelemede geçerli olup, itirazın iptali için genel mahkemelerdeki yargılamada geçerli değildir.

Borçlu, itirazında bildirmiş olduğu itiraz sebepleri ile bağlıdır.

Borçlu, hiç bir sebep bildirmeden sadece itiraz etmişse ve takip adi bir senede dayanıyorsa, senetteki imzayı ikrar etmiş sayılır; daha sonra imzayı inkâr edemez.

İtirazında sebep bildirmeyen ya da belirli sebeplere dayanan borçlu, daha sonra icra mahkemesinde itirazın kaldırılması aşamasında, sadece alacaklı tarafından ibraz edilen senet metninden anlaşılabilen borca itiraz sebeplerini ileri sürebilir; bunun dışında yeni bir itiraz sebebi ileri süremez.

İtirazın Sonuçları

Süresinde ve usulüne uygun olarak yapılan geçerli bir itiraz, takibi kendiliğinden durdurur. Gecikmiş itiraz halinde, daha önce icra mahkemesi takibin durmasına karar vermemişse, borçlunun mazeretinin kabulüne karar verilmesiyle takip durur. Ödeme emrine itiraz eden borçlu, mal beyanında bulunmak zorunda değildir.

Borçlu, kısmi itirazda bulunursa, borcun kabul edilen kısmı için takip kesinleşir ve durmaz; itiraz edilen kısmı için takip durur. İtiraz üzerine duran takibe, itiraz hükümden düşürülünceye kadar devam edilemez. İtiraz üzerine alacaklı, elindeki belgelerin niteliğine göre, itirazın kaldırılması veya itirazın iptali yoluna başvurabilir.

İTİRAZIN HÜKÜMDEN DÜŞÜRÜLMESİ

İtiraz üzerine takip durur. Takibe devam edilmesi için bu itirazın hükümden düşürülmesi gerekir. Bunu sağlamak için kanun, iki yol öngörülmüştür. Birincisi itirazın iptali davası, ikincisi ise itirazın kaldırılması yoludur.

İTİRAZIN KESİN/ GEÇİCİ KALDIRILMASI YOLU

Süre            : 6 AY İÇERİSİNDE

Dava           : İTİRAZIN KALDIRILMASI

Mahkeme  : İCRA MAHKEMESİ

Yetki            : Takibin yapıldığı icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesi

İTİRAZIN İPTALİ DAVASI

Süre            : 1 YIL İÇERİSİNDE

Dava           : İTİRAZIN İPTALİ

Mahkeme  : GENEL MAHKEMELER

Yetki            : Davanın konusuna göre yetkili yer mahkemesi HMK’ ya göre belirlenir.

İtirazın İptali Davası

İtirazın iptali davası, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir yıl içinde açılır. Alacaklı bir yıllık süreyi geçirdikten sonra, alacağı için genel hükümlere göre bir alacak davası açabilir; ancak bu itirazın iptali davası olmaz ve takip bakımından itirazın iptali davasının sonuçlarını doğurmaz. İtirazın iptali davasında davacı alacaklı, davalı ise borçludur. Davacı, borçlunun itirazının iptaline, takibin devamına, borçlunun takip konusu borcu ödemeye ve inkâr tazminatına mahkûm edilmesini isteyecektir. Davada yetkili mahkeme genel mahkemelerdir.

İtirazın iptali davasının görülmesi esnasında borçlu itirazında ileri sürdüğü sebeplere bağlı değildir. Mahkeme davayı genel hükümlere göre inceleyeceğinden, genel ispat ve delil kuralları geçerli olur. Bu sebeple ispat ve delil bakımından alacaklının dayanağı belgeler İİK’nun 68.maddesinde belirtilen belgelerle sınırlı değildir.

Mahkeme, borçlunun borcu olduğu kanaatine varırsa, borçluyu borcu ödemeye ve itirazının iptaline karar verir.

Yargılama Sonucunda

Dava reddedilirse: Dava reddedilmiş ise, yani mahkeme alacaklıyı haksız bulmuş ise bu durumda takibin İPTALİNE ve borçlunun talep etmiş olması kaydıyla alacaklıyı alacağın % 20’sinde aşağı olmayarak KÖTÜ NİYET TAZMİNATINA hükmeder. Genel mahkemenin kararı maddi anlamda kesin hüküm oluşturur.

Dava kabul edilirse: Dava kabul edilmiş ise, yani mahkeme borçluyu haksız bulmuş ise bu durumda İTİRAZIN İPTALİNE ve alacaklının talep etmiş olması halinde borçluyu alacağın %20’sinde aşağı olmamak kaydıyla İCRA İNKÂR TAZMİNATINA hükmeder. Borçlu kararın tefhim/tebliğ tarihinden itibaren 3 GÜN içinde mal beyanında bulunmalıdır. Alacaklı davanın kabul edilmiş olması ile “borçlunun itirazı ile durmuş olan takibin devam etmesini isteyebilir.

Not: İcra İnkâr Tazminatına hükmedilebilmesi için:

  • İlamsız icra takibi bulunmalıdır,
  • Borçlunun 7 günlük süre içerisinde itiraz etmiş olması gerekmektedir, Alacaklının 1 yıl içerisinde İTİRAZIN İPTALİ DAVASI AÇMIŞ olması gerekmektedir,
  • Alacaklının davanın açılışında açıkça icra inkâr tazminatı talebinde bulunmuş olması gerekmektedir.
  • Mahkemece borçlunun itirazının haksızlığına karar verilmiş olunması gerekmektedir, tavrına kötü niyet“ olması şartı aranmaz)
  • Alacaklının açtığı davanın mahkemece kabulü gerekmektedir,
  • Alacak miktarının açıkça belirli olması gerekmektedir.

İtirazın Kaldırılması Yolu

Borçlunun itirazı ile başkaca bir işleme gerek kalmadan takibin durduğunu,bunun üzerine alacaklının  takibe devam edebilmek için dava açmasının mümkün olduğunu belirtmiştik. Ancak bu çözüm tarzı nispeten borçluyu korur niteliktedir ve bir tehlikesi de bulunmaktadır. Zira borçlu hiç bir sebep yokken ve haksız yere takibin durmasını sağlamak için itiraz yoluna başvurabilir, alacaklı da uzun zaman alan dava yoluna başvurmak zorunda kalırsa, ilâmsız takip yolundan beklenen fayda elde edilemeyebilir. Kanun koyucu bu konuda alacaklı ve borçlunun menfaatini bağdaştıracak bir çözüm tarzı bulmaya çalışmıştır. Alacaklının elinde alacaklı olduğunu gösterir belirli güçte belgeler varsa, uzun olan dava yoluna başvurmak yerine, daha kısa ve pratik bir yol olan icra mahkemesinde itirazın kaldırılması yoluna başvurabilir.

İtirazın kaldırılması talebi bir süreye tâbidir. Alacaklı itirazın kendisine tebliğinden itibaren altı-ay içinde, icra mahkemesinden itirazın kaldırılmasını isteyebilir; istemezse bir daha bu alacak için ilâmsız takipte bulunamaz. İtirazın kaldırılmasını Kanun özellikle itiraz sebeplerini dikkate alarak iki şekilde düzenlemiştir. Bunlar, borca itiraz halinde itirazın kesin kaldırılması (İİK m. 68) ve imzaya itiraz halinde itirazın geçici kaldırılmasıdır (İİK m. 683-69).

İİK m. 68 ‘ de sayılan belgeler:

  • İmzası borçlu tarafından kayıtsız şartsız ikrar edilmiş para borcu ihtiva eden adi senet (Borçlunu mahkeme huzurunda imzasını kabul ettiği senet, ölen borçlunun imzası ikrar edilmiş adi senetler)
  • Kayıtsız şartsız bir para borcunu ihtiva eden onaylama biçimindeki noter senetleri
  • Resmi dairelerin ve yetkili makamların yetkileri dâhilinde ve usulüne uygun olarak verdikleri belgeler ( Borç ödemeden aciz belgesi, kesin rehin açığı belgesi)
  • Kredi kurumlarının düzenledikleri belgeler ( kredi sözleşmeleri, ihtarnameler, kesin hesap özetleri vb.)

İtirazın Kesin Kaldırılması (Borca İtirazın Kaldırılması)

Alacaklının, genel haciz yolu ile ilamsız takibe gönderdiği ödeme emrine borçlunun bora itiraz ederek takibi durdurması üzerine, elinde iiK m.68’de öngörülen belgelerden birisi bulunan alacaklı, borda itirazın kendisine tebliğinden itibaren 6 ay içinde icra mahkemesine başvurarak itirazın kesin olarak kaldırılmasını isteyebilir.

Yargılama Sonucunda

  1. Talep Kabul Edilirse: Yargılama sonucunda icra mahkemesi alacaklıyı haklı görür ve itirazın kaldırılması talebini kabul eder ise alacaklı duran takibe devam edilmesini ve haciz yapılmasını icra dairesinden isteyebilir. Zira itirazın kaldırılması talebinin kabulü ile TAKİP KESİNLEŞMİŞ OLUR. Ayrıca ALACAKLININ TALEBİNİN BULUNMASI HALİNDE, borçlu alacağın %20’sinden az olmamak üzere tazminata mahkûm edilir. Yine borçlu, kararın tefhim/tebliğ tarihinden itibaren 3 gün içinde de MAL BEYANINDA BULUNMALIDIR.
  2. Talep Reddedilirse: Yargılama sonucunda icra mahkemesi borçluyu haklı görür ve itirazın kaldırılması talebini reddeder ise bu durumda alacaklı artık takibe devam edemez. Ayrıca BORÇLUNUN TALEBİNİN BULUNMASI HALİNDE, alacaklı alacağın %20’sinden az olmamak üzere tazminata mahkûm edilir.

İtirazın Geçici Kaldırılması (İmzaya İtirazın Kaldırılması)

İtirazın geçici kaldırılması yoluna, alacaklının adi bir senede dayanarak takip yapması ve borçlunun geçerli şekilde adi senet altındaki imzayı inkâr etmesi durumunda başvurulur. İtirazın geçici kaldırılması yoluna başvurulabilmesi için, itiraz edilen senedin adi bir senet olması, kayıtsız şartsız para borcu ikrarını içermesi ve borçlunun bu senetteki imzayı inkâr etmiş olması gerekir.

İtirazın geçici kaldırılması, basit yargılama usulüne göre ve duruşmalı olarak incelenir. Borçlu duruşmada hazır bulunmak zorundadır; mazereti olmaksızın duruşmaya gelmezse, icra mahkemesi başka bir inceleme yapmadan sadece bu gerekçeyle itirazın geçici kaldırılmasına ve borçlunun imzasını inkâr ettiği senetteki miktarın % 10’u oranında para cezasına mahkûm edilmesine karar verir.

Not: alacaklı itirazın kesin kaldırılması davası yerine önce genel mahkemelerde itirazın iptali davası yoluna gitmiş ve davası genel mahkemece reddedilmiş ise daha sonra itirazın kesin kaldırılması davası yoluna başvuramaz.

İcra mahkemesi, yaptığı incelemenin sonunda, alacaklının dayandığı senet altındaki imzanın borçluya ait olmadığı kanaatine varırsa, itirazın geçici kaldırılması talebini reddeder. Böylece daha önce durmuş olan takibe artık devam edilmez. Ayrıca, borçlunun talep etmesi halinde, alacaklı takip konusu alacağın %20’sinden aşağı olmayan tazminata mahküm edilir.

İcra mahkemesi, yaptığı incelemede alacaklının dayandığı  senet altındaki imzanın borçluya ait olduğu kanaatine varırsa veya borçlu yukarıda belirtildiği  şekilde duruşmaya gelmezse, borçlunun itirazının geçici kaldırılmasına karar verilir. Bu kararla birlikte ayrıca takip konusu alacağın %10’u oranında para cezasına ve alacaklının talebinde belirtmesi şartıyla %20 tazminata mahküm edilir.

About Editör

Yazılara yorum yaparak sorularınızı sorabilir, istek ve önerilerinizi dile getirebilirsiniz.

Check Also

Resen İcra Nedir?

Resen icra, devletin idari birimlerinin almış olduğu kararları, gerekirse zor kullanarak, kendisinin uygulaması ve işlemi …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir